Ekonomide Kalkınma Hızı Nedir?
Ekonomide Kalkınma Hızı
Ekonomide kalkınma hızı, belirli iki tarih arasında ekonomideki büyüme veya gelişme durumunu ölçen bir göstergedir. Ekonomik kalkınma ise, bir ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyal refahının geliştiği süreçtir. Bir ülkenin ekonomik kalkınması nüfusun yaşam düzeyi, ekonominin rekabet yeteneği, ülkenin gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH), kişi başına düşen millî gelir ve ekonomik özgürlüğün olumlu yönde değişmesi ile tanımlanan bir süreçtir.Ekonomik kalkınmanın temel dinamiği insan sermayesi ve yarattığı yeniliklerdir. İnsan sermayesi insanların eğitim, sağlık, bilim, çalışma koşullarına ve yaşam kalitesinin artırılmasına yapılan harcamaları öngörür. Ekonomik kalkınmanın çevre ile doğrudan ilişkisi vardır.
✅ Yatırım Bankacılığı Nedir? ➤
Ekonomik kalkınma hızını ölçmenin farklı yolları vardır. En yaygın kullanılan yöntem GSYİH büyüme oranını hesaplamaktır. GSYİH büyüme oranı, bir ülkenin belirli bir dönemde ürettiği mal ve hizmetlerin değerindeki değişimi ifade eder. GSYİH büyüme oranının pozitif olması ekonominin büyüdüğünü, negatif olması ise küçüldüğünü gösterir.
GSYİH büyüme oranının hesaplanmasında kullanılan formül şöyledir:
GSYİH Büyüme Oranı = (Cari Dönem GSYİH - Önceki Dönem GSYİH) / Önceki Dönem GSYİH x 100
Örneğin; 2020 yılında Türkiye'nin GSYİH'si 5 trilyon TL iken 2021 yılında 5.5 trilyon TL olduysa,
GSYİH Büyüme Oranı = (5.5 - 5) / 5 x 100 = %10
Bu durumda Türkiye'nin ekonomisi %10 büyümüştür.
Ancak GSYİH büyüme oranının tek başına ekonomik kalkınmayı yansıtmadığı da unutulmamalıdır. Çünkü GSYİH sadece mal ve hizmet üretiminin değerini ölçerken; nüfus artışını, gelir dağılımını, çevresel etkileri veya yaşam kalitesini dikkate almaz.
Bu nedenle ekonomik kalkınmayı daha geniş bir perspektiften değerlendirmek için diğer göstergeler de kullanılabilir. Bunlar arasında kişi başına düşen gelir, satın alma gücü paritesi (SAGP), insani gelişme endeksi (İGE), mutluluk endeksi gibi göstergeler sayılabilir.
Kişi başına düşen gelir;
Bir ülkedeki toplam gelirin o ülkedeki nüfusa bölünmesiyle elde edilen değerdir. Kişi başına düşen gelir, bir ülkenin ekonomik gücünü ve refah seviyesini ölçmek için kullanılan önemli bir göstergedir. Kişi başına düşen gelir, bir ülkenin toplam gelirinin (Gayri Safi Milli Hasıla veya Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) o ülkede yaşayan kişi sayısına bölünmesiyle elde edilir.
Kişi başına düşen geliri hesaplamak için kullanabileceğimiz iki temel formül vardır:
- Kişi başına düşen GSMH = GSMH / Nüfus
- Kişi başına düşen GSYİH = GSYİH / Nüfus
Örneğin, 2020 yılında Türkiye'nin GSMH'sı 717 milyar dolar, GSYİH'sı ise 702 milyar dolar olarak açıklanmıştır. Aynı yıl Türkiye'nin nüfusu ise yaklaşık 83 milyon kişi olarak tahmin edilmiştir. Bu verileri kullanarak Türkiye'nin kişi başına düşen gelirini hesaplayalım:
- Kişi başına düşen GSMH = 717 / 83 = 8.627 dolar
- Kişi başına düşen GSYİH = 702 / 83 = 8.458 dolar
- Kişi başına düşen gelir, bir ülkedeki gelir dağılımının eşitliğini veya adaletini yansıtmaz. Bir ülkede çok zengin ve çok fakir kesimler olabilir ve bu durum kişi başına düşen geliri etkileyebilir.
- Kişi başına düşen geliri farklı ülkeler arasında karşılaştırırken döviz kuru faktörünü göz önünde bulundurmak gerekir. Döviz kurları piyasa koşullarından etkilenebilir ve reel ekonomiyi tam olarak yansıtmayabilir.
- Kişi başına düşen geliri hesaplarken satın alma gücü paritesi (SAGP) gibi kavramları da kullanmak daha doğru olabilir. SAGP, farklı para birimlerinin aynı mal veya hizmet sepetini satın alabilme gücünü ifade eder.
Ekonomide kalkınma hızının hesaplanmasında genellikle Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) veya Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) gibi değerler kullanılır. GSYİH, bir ülkede belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin toplam piyasa değeridir. GSMH ise GSYİH'ye bir ülkede yaşayan vatandaşların yurt dışından elde ettikleri gelirler ile yabancıların yurt içinde elde ettikleri gelirler arasındaki farkın eklenmesi veya çıkartılması ile ulaşılan değerdir. Bu değerler, kişi başına düşen gelir veya satın alma gücü paritesi gibi göstergelerle bölünerek daha anlamlı sonuçlar verir.
Ekonomide kalkınma hızının sadece ekonomik büyümeye dayalı olarak ölçülmesi eksik ve yanlıltıcı olabilir. Çünkü ekonomik büyüme, toplumun yaşam kalitesini, eğitimini, sağlığını, çevresini veya adaletini yansıtmayabilir. Bu nedenle ekonomide kalkınma hızının belirlenmesinde sosyal göstergeler de önemlidir. Örneğin Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), İnsani Gelişme Endeksi (İGE) adlı bir ölçüt geliştirmiş ve bu endekste kişi başına düşen gelire ilave olarak okur-yazarlık oranı ve ortalama yaşam süresi gibi faktörleri de dikkate almıştır.
Ekonomide kalkınma hızının artırılması için devlet ve piyasa aktörleri arasında uyumlu bir işbirliği gereklidir. Devlet, altyapı, eğitim, sağlık, bilim-teknoloji gibi alanlarda yatırım yapmalı; piyasaların işleyişine müdahale etmeden makroekonomik istikrarı sağlamalı; rekabet ortamını koruyarak verimliliği teşvik etmeli; sosyal adalet ve çevre korumasına önem vermeli; küresel entegrasyona uyum sağlamalıdır. Piyasa aktörleri ise devletin sunduğu imkanları en iyi şekilde değerlendirerek yenilikçi ve katma değeri yüksek mal ve hizmetler üretmeli; istihdam olanakları yaratmalı; uluslararası standartlara uygun davranmalıdır.
Sonuç olarak
Ekonomide kalkınma hızı, bir ülkenin hem nicel hem de nitel olarak geliştiğinin göstergesidir. Ekonomide kalkınma hızını arttırmanın faydalarından en önemlisi toplumun refah seviyesinin yükselmesidir.
Yorumlar